31.08.2022 15:39 Haber Deposu: İHA Milyonlarca insanoğlunun yeni bir güne gözlerini açtığında ayağında bir siğil ile karşılaşmasının mümkün bulunduğunun ifade eden uzmanlar, sadece yoğun yaşam temposunda sağlıksız ayaklarla uğraşmak, muhtemelen kimsenin kabul etmeyeceği bir durum olduğuna dikkat çekti. Siğiller, 100’den fazla değişik türü olan human papilloma (HPV) virüsünün derimize bulaşması sonucu oluşan bir deri hastalığı bulunduğunu belirten Op. Dr. Murat Kezer, “Bu virüs cildimize ufak bir kesi kanalıyla girerek hücre büyümesine sebep olmaktadır. Çoğunlukla el ve ayaklarda görülmesine karşın yüzümüz, genital bölgemiz yada vücudumuzun çeşitli yerlerinde de karşımıza çıkabilmektedir. Tipik görüntüsü, deriden çıkıntılı kabarcığa benzeyen içinde siyah noktalar bulunan lezyon şeklindedir. Çoğunlukla dış tabakası sert, kalınca ve kabarık şekilde olabileceği benzer biçimde kimi zaman pürüzsüz dokuda içten bir büyümeyle de kendini izah edebilir. Siğillerin her yaş grubunda görülmesi mümkündür. Sadece bağışıklığı düşük olan ve daha ilkin siğil lezyonu oluşan kişilerde daha sık görülebilmektedir. Bilhassa çocuklar ve gençler içinde oldukca yaygındır. Çeşitli araştırmalar, evlatların ve gençlerin yüzde 33’ünde siğil bulunduğunu gösterirken, yetişkinlerde bu oranın yalnız yüzde 3 ila yüzde 5 içinde bulunduğunu tahmin edilmektedir” dedi.
Siğiller viral olarak bulaşıcı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Murat Kezer, “Bilhassa soyunma odaları, deniz yada havuzlarda bulunan ortak duş alanlarının kullanımı kanalıyla bulaşabilmektedir. Bir çok siğil zararsızdır ve birkaç hafta yada ay içinde kendiliğinden geçer. Sadece kimi zaman rahatsız edici olabilmektedir. Siğil tedavisine yönelik halk içinde malum ve büyüklerimizden duymuş olduğumuz bazı geleneksel olan domates, incir, sirke, limon kabuğu, diş macunu uygulamak. Eczanede reçetesiz satılan ilaçlar, kremler, bantlar ve öteki yöntemler bir çok süre siğilin tamamen iyileşmesinde yetersiz kalmaktadır. Ek olarak bu süreçte başkalarına bulaştırma endişesiyle ayaklarımızı saklamak ve devamlı hareket ettirmek ise tam bir kâbus haline dönüşebilir. Siğil tedavisi ile ilgili meydana getirilen emekler, uygulanan çeşitli tedavi seçeneklerinin HPV virüsünü yok etmediği için etkisiz bulunduğunu ve tekrarlama riski taşıdığını tespit etmiştir. Ek olarak bantlar, tabanlıklar ve öteki birçok yönteminin ise lezyon bölgesini nemlendirmesinden dolayı siğilin üremesine sebep olduğu belirtilmiştir. Ihmal etmeyin ki, siğil doğru şekilde tedavi edilmediğinde ağrılı ayaklara sebep olan bu durum haftalar, aylar hatta senelerce sürebilir” şeklinde konuştu. “Yeni mikro dalga tedavisi ile siğillerde mutlu son”
Son yıllarda yaşanmış olan teknolojik gelişmeler tıp alanında tesirini göstererek ağrılı ve tekrarlayan siğillerle savaşım de etkili tedavi yöntemini bizlere sunduğunu ifade eden Op. Dr. Murat Kezer, “Bu yeni mikro dalga tedavi yöntemi siğil oluşumuna sebep olan virüsleri mikro dalga enerjisi yardımıyla etkisiz hale getirmektedir. Ek olarak mikro dalga tedavisi siğilin kökeninde şu demek oluyor ki virüs üstünde yok edici etkiye haiz olduğundan siğilin tekrarlama ihtimali oldukça düşüktür. Swift teknolojisiyle siğilin bulunmuş olduğu bölgeye hususi bir aygıt vasıtasıyla düşük doz mikrodalga enerjisi (yüzde 1 kadar) gönderilmektedir. Bu mikro dalga enerjisinin oluşturduğu immun tepki şu demek oluyor ki bağışıklık tepkisi yardımıyla ise siğiller ortadan kaybolmaktadır” dedi.
Mikrodalga işlemi, lokal anestezi olmadan kısa sürede uygulanma avantajına haiz olduğuna da değinen Op. Dr. Murat Kezer, “Herhangi bir ağrıya sebep olmamaktadır. Ek olarak işlem sonrası, yara izi, pansuman ve sargıya gerek olmadan, kişilerin yere rahatça basarak günlük yaşantılarına dönebilmeleri sağlanır. Sadece günümüzde mikro dalga yöntemi ile siğil tedavisi tatbik eden merkezlerin sayısı oldukça sınırlıdır” diye konuştu.
Son Dakika Haberler